26 Kasım 2008 Çarşamba

IZLAZ

Uzun zamandir yazacagim ama firsat olmuyor. Klasik ilk izlenimler : )

Ilk gunlerin sıkıntısı geride kaldi sukurler olsun.. Olumsuzluk yok. Ozlemden baska uzen yoran pek birsey yok zihnimi kalbimi..

Baslikla baslayayim : ) Dil bilmemek tuhaf birsey.. İstanbul’dayken yanimda yamacimdaki insanlarin konusmalarini anlamasam, oyle biryere gitsem ki orada sokakta buyuk bir gurutuyle yoluna devam eden kalabaligin konustugu hicbir kelime bana ulasamasin isterdim, anlamayayim duymayayim.. Hic bir ses, hic bir goruntu ulasamasin.. Ilk gunler iste tamda bunun sıkıntısını cok yasadim :) Saraybosna’da ilk markete gidisim.. alisverisimi bir sekilde yaptim yogun ugraslar sonucu -dillerini bilmeyince yanlis seyler almak muhtemel, hala da aliyorum, eve gelip actigimda bambaska birsey cikabiliyor aldigim sey almak istedigimden :)-. Kasada parayi da odedim dil bilmeden yine, tamam hersey bitti cikabilirim basardim derken cikisi bulamadim.. EXIT levhasi ariyorum ama yok! Baslik iste buradan geliyor. “Izlaz” bosnakcada cikis demekmis, guvenlik gorevlisi sagolsun. Artik unutmuyorum, ulaz-izlaz cok kolay :p

Saraybosna’da sehri bir uctan digerine dolasan bir tramway hatti var. Okula giderken bende kullaniyorum. On kapi, arka kapi fark etmiyor binebiliyorsunuz, durak girisinde herhangi turnike falan da bulunmuyor. Tramway icinde bilet okuyan makineler var, kullanana(!) Arada tramwaya bilet kontrolu icin kontrolorler biniyorlar ve gozdeleri yabancilar. Yerli halka yaptirimlari olamiyor ama yabanci oldugunuzu anlarsalar direk dikkatler uzerinize cekiliyor, olurda kazara biletiniz yoksa acimadan cezayi basiyorlar.
Haliyle yabanci bir ulkeye ilk geldiginde yollari sokaklari tanimiyorsun ve Turkiye’de alistigimiz uzere durak isimleriyle yolunu bulabilecegini saniyorsun ama bu saraybosna da duraklarin isimleri yok. Cevreyi taniyip inmek zorundasin. Sadece tramwaylarda degil sanki genel olarak levha olayi bizdeki gibi degil. Magazalarin tabelalari mesela hic aklimda kalmiyor, dikkatimi cekmiyor. Bilmiyorum ya dil bilmedigimden yada bizim gibi kocaman kocaman yapip insanlarin gozune sokma gibi bir istekleri olmadigindan.

Eve net baglanmadan once gidip bir yerde baglanma istegi icindeyken dikkatimi ceken seylerden biri; Bosna’da mc donalds, sturbucks, burger king bulamiyorsunuz, yok. İnanmasi zor birsey ama yok. Taraflarin hangisinden kaynakli bilmiyorum ama sebebini arastiriyorum bulablirsem.. Karda kahve superdir evet bonsak kahvesi var ki ben cok begeniyorum. Ozel geleneksel sunumlariyla cezve icinde yaninda lokumla ikram ediyorlar. Afiyetle iciyorsunuz (Sadece herseyi biraz soguk oluyor servisi, o keyfi bozuyor) Mocha yida ozledim ama Turkiye’ye gelince iceriz nasilsa :p

Bosnaklar nedense :p incecikler. Ilk dikkat ceken seylerden biri de bu oluyor haliyle :p Bu konuyu konusurken bir hocam saraybosna da en ucuz sebzenin lahana oldugunu hatirlatti bana. Cok lahana tuketmekten olabilir mi bilemiyorum :p ama gercekten cok komik bir fiyata satiliyor lahana burada, en ucuz sebze, devamli tukettikleri salatalari da lahanadan yapiyorlar.

Yemekten konu acilmisken “burek” leri meshur. Pek yiyecek hazir birsey yok, “cevapi” (bizdeki inegol kofte benzeri) ve “burek” iki alternatif. Birde “begova corba” varmis ama henuz denemedim ben onu. Bascarsi’da sacta borek yapan bir yer var ki.. uff : ) Istanbulun satafatindan sonra oldukca mutevazi Saraybosna. Yemek yemege gittiginiz bir yer de masaya su istemenize gerek yok mesela, kalkip solandaki su makinasindan kendiniz aliyorsunuz, veya biraz daha luks bir yerse gittiniz musluktan doldurup bardakla getiryorlar su istediginizde. Buyuk gosterisli bir restorana rastlamadim ben henuz, artik ogrenci oldugumdan olablir mi :D tercihlerim mi degisti yoksa : ) (Turkiye’ye oranla cok temiz titiz olduklarini da eklemek isterim)


Saraybosna, her ne kadar Bosna’nin en buyuk sehri olsa da kucuk bir sehir.. Oyleki aksam okuldan gelirken bindigin otobusun soforu her gun ayni sofor olabiliyor. Istanbul’a ailsmis biri olarak Saraybosna benim icin cok kucuk ama ilginctir ki gelirken beni en cok korkutan sey gerceklesmedi burada, kucuk olmasina ragmen bogmuyor bu sehir insani, bogmaktan ote kendini sevdiriyor.. Sehri saran nehri miljacka, kopruleri, gezilecek gidilcek tek yeri bascarsi si, sebili, sehri tepeden izlediginiz yer tabya si...
Sehirde en cok gormeye alisik oldugunuz sey hep ölumu ve savasi hatirlatan sehitlikleri.. Evden daha adimimi disari attigim anda savas kendini hatirlatmaya basliyor yan komsunun evinin duvarindaki kursun izleriyle ki burada cogu ev boyle. Her sabah tramwaya binisimde.. Yakilmis yikilmis tramway kareleri geliyor zihnime savas diyince, sanki savasin en cok tanigi onlar.. Okula yaklasitigimda karsi tepedeki sehitlik bembeyaz mezar taslariyla karsiliyor.. Cocuklar mezarliklarda oynuyor burada. Ve savasi agizlarina almayan bir halk. Sebebini bilmiyorum ama burada savastan bahsedilmiyor. Savas dilsiz burada. Konusmuyor ama orada duruyor..
Bosnak halki savas zamani oldugu gibi yine tertemiz ve sik biniyorlar tramwaya her sabah, pazar gunleri dahil. Ozellikle orta yas ve uzeri insanlarin yuzunde ki sessiz cizgilerden okunuyor en cok savas burada.

6 yorum:

dilara dedi ki...

sümiş çok güzel fikir bu blog olayı, çok sevdim:) duygulanıyorum okurken... yemeklerden bahsetmişken sabırtaşı'lı günlerimizi unutma:P öperim seni...

sumeyye dedi ki...

dilaraa unutur muyum.. gecen kendi kendime diorum ki sabir tasini bile ozledim :) ayni kori soslu tavuktan yemeyi :P
bende operim ;)

dilara dedi ki...

sen gıttıgınden beri kımse köri soslu tavuk yemıyor sumeyyeee:P gecen gıttık yıne ve o merdıvenlerı cıkarken yaslandıgımı hissettim yine:)

sumeyye dedi ki...

annee merdivenlerr. olsun geliyim ona da raziyim :P tavukun da :P

hanife dedi ki...

sümiş..
konuştuğumuz seyler burada topluca anlatmışsın..çok da güzel olmuş..

acıklı seyler yazmamamışsın ama gözlerim dolu dolu oluyor bilinmez niye:)) sanırım özlem..
buraya geldiğinde o kadar özleyenin olmuş olacak ki hangisine ne kadar zaman ayıracağına şaşırıp bosnaya geri dönmek isteyeceksin:))

bizde ardından yine heyy uçak uçak beni de al..beni de..götür uzaklarına.. diye seslenicez..

sen oradayken istanbul özlüyor seni..sonra buraya gelince bosna özleyecek seni..


özlediklerinin olması çok güzel..özleyenlerinin olması da öyle..

ızlaz a doğru gideyim:))

bu arada simdi ızlazı feti abiye sordum senin telafuzunda iyi hee dediç..nerden öğrendin dedi:P bende anlattım:))

bak oradayken bile ne çok an'ı katıyorsun bana..
seviyorum seni..

sumeyye dedi ki...

istanbul beni ozluyor mu bilmiyorum ama ben istanbul u cok ozluyorum. istanbul ozleminden birgun donup geldigimde bu defa sarajevo ozlemiyle yanip tutusacagima da eminim ve hatta abartip simdiden buna uzuluyorum..

sizleri ozluyorum.. hic durmadan, ara vermeden, non-stop ozlem :) bu kadar ozlenmek icin naptiniz bilmiyorum..

Allah'im ne kadar cok ozlenecek sey var, ne kadar cok yaratmissin bunlardan :) :p

not: o kadar bosnaklarla yasamisssin yasiosun, bide ben dahil oldum bunlara, beraber ogrenecegiz bosnakcayi :p