7 Ocak 2013 Pazartesi

gectigimiz hafta bosna'dan geldigimizden beri yeni bir hal uzereyim. sanki yine bir devri kapadim zihnen, bir digerini actim.

bosna'ya gitmemle ilgisi var midir bilmem de, zor gunler bekliyor beni. bir kere dusuncesi zihne girince, bilirim yiyip bitiriyor.

ben anlatamiyorum ya, kitaplar yetisiyor imdadima.

"..pek yerlesik bir ruh degilim, yeirmden kimildamayi severim, bir kurumda dort yildan fazla kaldigim olmadi. bu dunyada ic rahatim yerinde oldugu soylenemez. dunyadaki gurbetin, 'evinde olamama' hissinin, dunyayi bir turlu yurt belleyememenin huznunu icimde surekli gezdiririm. 'sularin otesindeki ulke'yi arayip duruyorum.."

kitabinin son satirlari bunlar sayar'in. demis ve kacmis.

kacasim var.  sularin otesindeki ulkeye dogru kacasim.

----

ve mostar..

insanlar henuz uyanmamisken, sehir adeta olu iken.. tek basina koprude gezinmek, sokaklarinda kendi ayak seslerini dinlemek, uzun uzun bakmak kopruye..bakmak ki, gozlerin kopruye her degdiginde heyecandan kalbinin ritminin bir sure bozacagini bilerek, bunu hissederek.




5 Ocak 2013 Cumartesi

olmadi barcelona..

aslinda guzelsin. ama iste sen de -denizin olmasi disinda- klasik avrupa sehirlerindensin.

vicky cristina barcelona filminin cok otesine gec isterdim. gitmeden filmi izlemis tiksinmistim, ayni duygulari yasattin, tesekkurler :)

dedigim gibi aslinda guzelsin, ama sevemedim. belki de ayni ulke topraklarinda endulus gibi bir guzelligi barindirdigin icin sevemedim seni. ayni ulkede bulunup, granada'dan ayri gecen saatlerin acisiydi belki hissettirdigin..

sahilinde bisiklete binerken cok keyif aldim..

kacin kacli kombinasyonu oldugunu bilemedigim kadar birbirine acilan, birbirini kesen ara sokaklarinda kaybolurken de..

picasso'nun ilk sergisini actigi cafe quatro gats'da cay icmek beni benden aldi kabul ediyorum..


la boqueria rengarenk, ic acici, yemesi,icmesi gezmesi de keyifliydi..

gaudi amca bir felsefe uzere yapmis onca yapiyi, masal dunyasinda gezmiyormus, bildik..


sokaklarin da on derece cesitliydi, renklisin kabullendik..

en guzeli de pullarimdi! :)) 
 

ama olmadi be barca, yetmedi..
 

15 Kasım 2012 Perşembe

Iste gecirilen yogun aylar sonrasi bir tatile gidilmeliydi. Bu tatil dort gun de olsa, aylardan kasim, gidilecek yerler soguk da olsa. 

Uskup, Prizren, Ohrid..

Prizren number one! Bu kadar sirin bir sehir gormemistim simdiye degin. Ruhu olan sehirlerden ayrica. Bir de ne de olsa arkadasimin memleketi. 
Uskup'te bir numara goremedim, ama iyiydi. 
Ohrid guzel. Sevimli. Before the Rain filminin cekildigi yer olmasi hasebiyle etkili. Mozaik genis yine.

Ama cok usuduk be blog, cok. 

Kedi Ohrid'in :)




21 Ekim 2012 Pazar

kuzguncuk'taydik bugun. ne guzel mekansin..

"damarlarina papatyalar doldurarak
bir serinlik olup dunyaya sokulmak.."

7 Ekim 2012 Pazar


fishawi'deki selpakci dostum fotograftaki :) baloncuk oyuncagim karsiligi yanagima bir opucuk konduruveren sevimli dost :) kahire unutulmayacaklari arasinda. bir omur aklimdan cikmasin diye ara ara kendime hatirlatacaklarimdan..

simdilerde bu korku ile yasiyorum. kahire'yi unutacagim korkusu.. kahire'yi, buyusunu, kesmekesini, ayaklarima busadan kirini, pasini, fishawi'sini, nil'ini unutacagim korkusu..

kahire.. kemal sayar'in deyimiyle o kadar diri ki, ölülerin nefesini bile hissedebilirsiniz.. muthis bir gecmis, muthis bir gizem. sehir, ve gecmisi adeta bagiriyor, yasandik diyor. hissetmemek mumkun degil..
"sehir kir pas icerisinde kalmak pahasina tarihini ve gecmisini korur" demis kemal sayar yine ayni yazisinda kahire icin. sehrin pisliginden dem vuran onca yazi bu deyis kadar yerli yerine oturuyor mu?..

kahire sanirim bir omur fishawi'sinin derin dinginligini ozleyecegim bir yer olarak kalacak.. felluca'da libya'li kaptanin cesaretlendirmesiyle gozlerimi kapayip ayaklarimi nil'in sularina daldirdigim anda hissetigim yumusaklik, naiflik ile haitrlanacak... al azhar'in gonule gelip yerlesiveren huzuru olacak ozlenen..

ve o sabah nil'de gun dogumunu izlemek icin gun agarlamadan sokaklarina dokuldugumuz kahire, kendini tum ciplakligi bize gosteriveren kahire.. sokaklarda uyuyan evsiz insanlari, uyanip, dogrulmalari ile battaniyelerini katladiklari gibi yasama dahil olan, sokakta kurulu sergilerden yaptiklari kahvaltilariyla gune hizla karisan kahire insanlari..
alin teri dokup kazanamadiklariyla, kazanip ellerinden alinanlarla var olan halki..
sizler de ozleneceksiniz.. cunku -oyle icten istiyorum ki bunu- tarihinde onemli bir donemecine taniklik ettigimiz kahire'yi guzel gunler bekliyor. yasananlari unutturacak guzel gunler..

iste bunlar da guzel gunlerin habercisi, guzel kuslari..





15 Temmuz 2012 Pazar

uzun zamandir yazmaz oldum. en azindan gittigim gordugum yerleri yazayim diyorum, bakiyorum da gezmisim, ama epey yazmamisim.

subat sonunda paris, amsterdam yaptik ornegin.

paris'in cok abartildigini dusunurdum, popularitesi degerini dusuruyordu sanki. gidince oyle olmadigini anladim. nedense cok romantik geldi bana da. amsterdam ise enteresan. kiyametin kopmasina sebep olacak gibi.

paris'ten akilda kalanlar;
sen nehri kenarinda kitap, hediyelik, cerci comlek satan harika, estetik sergileri,
lezzetli krepleri,
kulesinin isiklari,
kibar insanlari,
dillerinin fonetigi, bogazdan cikarilan yumusak g'imsi sesin guzelli,
le petit poucet'de yapilan kahvaltisi, kibar garsonunun yemek istediklerimiz konusnda yaptigi uyarilari, yiyebilecegimiz bir sandvic cikarabilmek icin asci ile gorusmeleri :)
sorbone'u,
trocadero'da kipirtisiz eyfel izleyen cocugun romaztizmi,
binlerce kilidi korkuluklarina takip, anahtarini sen'e atan binlerce asigin simdi birbirlerini coktan unutmus olduklarini hissetiren asiklar koprusu,
eyfel onundeki atli karincayi izlerken, dinlerken mutluluktan öldureyazmalari,
bir ikindi vakti namaz kilacak yer ararken sen kenarinda oturulan yerin huzuru,
cafeleri,
montmantre'si,
sokaklari,
sokaklari,
ve sokaklari..

ve birkac fotograf.

martta kutsal topraklar ki anlatmasi cok zor..
nisanda cok sevilen bosna'ya bu kez cok sevilen bir arkadasla gitmek..
simdi ise bir ara, ta ki agustos sonuna kadar. guzel yerler, guzel gunler. dilerim hayat gezmeksiz gecmesin.

insan birikmezse, gidip gorse dahi birikemezse, yazamiyor. bu da kaniti.

15 Aralık 2011 Perşembe

gectigimiz hafta sonu beyrut'tadik..

ptesi sabah henuz beyrut ta iken, mesaiye yetisip 'hayat'a kaldigi yerden devam etmek; fotografta oldugu gibi lunaparkin, nesesinin copluge donusmesi gibi, terketmek, terkedilmek gibi..


fotograflar sayda da cekildi, lubnan da.